19 Ağustos 2009 Çarşamba

"Seni seviyorum anne." dedirten yemek:))


-Yemek hazııır.
-Ne var yemekte?
-Bak bakalım.
-Hiiiiy seni seviyorum anne:))

Milföy hamuruna sarılmış tavuk baget
Patates püresi(Aslında tavuk suyunda patates, havuç, soğan, sarmısak püresi)
Zeytinyağlı yaprak sarma

Tavuk iki dakikada mideye iniyor. "Süpermiş." yorumunu alıyor.

Püre iki kaşıktan öte gitmiyor. "Okuldaki ustanın piresi daha güzel oluyor" yorumu sinir bozuyor. Halbuki o benim yaptığım kadar besleyici değil, üstelik un katılmaktan rengi beyaza kaçıyor diye söyleniliyor.

Sarmalar "Kardeşim yesin" deyip anne ağzına tıkılıyor.

21 Haziran 2009 Pazar

Bu yemeğin adı ne?


Elbette Ahtapot saldırısına son veren sihirli parmaklar.
Ne zaman masalsız, hikayesiz yemek yemeye başlarsın bilemiyorum. Okulda yersin de evde yiyemezsin. Bir de o boyutu var. Hepsi de sevdiğin yiyeceler aslında ama sarmanın adı sihirli parmak değilse, biftekler ahtopot bacağı değilse ve seni sarmalamak için saldırmıyorsa, püre bulut değil de patetes püresi ise yemezsin.

Dur bakalım daha ne kadar uydurma isimler ve uydurma yemekler olacak:))

1 Mart 2009 Pazar

Pazar sabahına neşe katan ekmekler-2


Tarif Acemi Aşçı'dan.
Mutlaka denenmesi gereken süper bir şey.
İçinden çıkan ekmeklere biz domates sosu ve sucuk ekledik. Yerken haftaya hangi çeşitleri yapacağımıza karar verdik.

12 Şubat 2009 Perşembe

Her şeyi yiyen çocuk var mıdır?




Bu kadar balık seven, tüketen bir ailede ,
böylesine iştahla yiyen anne babanın karşısında ,
masada ekmeğini salatanın yağına banıp balığını yiyen bir çocuk da varken,
insanın canı hiç mi çekmez?

Ne güzel yeniden yemeye başlamıştı derken, şimdi yine reddediyor. Üstüne gitmemeye karar verdik.

En azından bu akşam hayatımızdan ketçabı çıkardık. Zeytinyağlı fırın patateslere ketçap isteyince babası ketçabın arkasındaki yazıyı okudu ona."Ketçap, içindeki zararlı maddeler dolayısıyla küçük çocukların midesini delebilir;))" Böylece Ketçap Ada tarından çöpe yollandı.

Kızarmış mantarlar tadılmadan tabak dışı edildi.

Birkaç patates, biraz bulgur pilavı, iki dal marulla karnı doyuverdi.

Yüzde en sevimli pozla "Teşekkür ederim teşekkür ederim çok doydum. Fazlasını alamayacağım." repliğiyle.

Bu da son zamanlardaki taktiği...

16 Ocak 2009 Cuma

Enfes Kabak Pasta:))


Başlık bu pastanın lezzetini anlatmaya az bile. Mutlaka yapılması, yenmesi gereken bir pasta.
Malzemeler:
Bal kabağı
Şeker
Ceviz
Petit Beurre Bisküvi
Süt
Krem Şanti
Hindistan Cevizi
Bir gece önceden kabak tatlısını isteğimiz miktarda şekerle pişiriyoruz. Ertesi sabah kabak tatlısını püre haline getirip içine iri kırılmış ceviz ekliyoruz. Bisküvileri kaba dizip ılık şekerli sütle ıslatıyoruz. Cevizli kabak püresini bisküvilerin üzerine yayıyoruz. Yine bir kat bisküvi bir kat kabak yapıyoruz. Pastanın üzerini krem şantiyle kaplayıp bol miktarda hindistan ceviziyle süslüyoruz.

Arada Ada gibi krem şantiden bir parmak almayı, cevizleri kaçırmayı unutmuyoruz;))

6 Ocak 2009 Salı

Pazar sabahlarına neşe katan ekmekler:))



Sevgili mom'ın hayatıma kattığı enfes bir tat. Pazar kahvaltıları için müthiş bir lezzet:))
Yumurta ve bir miktar sütü çırpıp ekmekleri bu karışıma batırıyorsunuz. Daha sonra fındık, toz şeker ve tarçın karışımına bulayıp yağda kızartıyorsunuz. Üzerine pekmezi döktükten sonra afiyetle, neşeyle yiyorsunuz.

25 Aralık 2008 Perşembe

Kriz anlarında kolayca yapılabilecek pratik tatlılar:))


Sayfanın görünümüne, yılın şu günlerine, benim miskinliğime yakışır bir tarif:))

Malzemeler:
1,5 Su bardağı süt
Yarım paket bisküvi
1 Paket Çikolatalı Krem Şanti
1 Su bardağı şeker Fındık ve Hindistan Cevizi

Krem şantiyi süt ile hazır hale getirdikten sonra şekeri ekleyip tekrar çırpıyoruz.
Kırık bisküvileri ve dövülmüş fındıkları da elde ettiğimiz karışımın içine ekliyoruz. Üzerine kar yağdırıyoruz:))

15 Aralık 2008 Pazartesi

Beşamel Soslu Karnıbahar


Günlerdir yenen et çeşitlerinden (kavurma, haşlama, sote....) sonra mide rahatlatıcı bir yemek:))
Hafif, çok karnıbahar tadında olmayan, lezzetli...
Hani "Denizden ne çıksa yerim." derler ya valla ben de beşamel sosun içine ne girse yerim.

Malzemeler:
Orta boy karnıbahar
Soğan
Salça
Kaşar Peyniri
Beşamel sos için:
İki kaşık un
Sıvı yağ
Yarım litre süt
Kavurduğumuz soğanlara biraz salça katıyoruz. Karnıbaharları ekleyip biraz suyla çok yumuşatmadan pişiriyoruz. Suyunu süzüp fırın kabına alıyoruz.İstediğimiz baharatlardan biraz serpiyoruz. (Benim tercihim kekik) Beşamel sosla kaplayıp biraz piştikten sonra kaşar peyniri rendesini ekliyoruz.

Bence süper, Ada'nın görmeden ağzına attığım ilk lokmadan sonraki tepkisi büzüşmüş bir surat ve:"Bu ne yaaa? Bu ne anne? Iyyyyy, beyenmedim."

Ama siz ona bakmayın, mutlaka deneyin.

4 Aralık 2008 Perşembe

(Sanırım gelenekselleşecek) Cumartesi geceleri


Geçmiş haftaya ait cumartesi gecesi menüsü. "Bir daha bu kadar çok çeşide girmeyeceğim." deyip, sonrasında çılgın gibi mutfakta koşturuyorum.

Anne- babalar için:

Akdeniz salata

Peynirli biber dilimleri

Borani

Kuş üzümlü acılı ezme

Zeytinyağlı dolma

Amerikan salata

Patetes pastası

Jöleli meyve tabağı

Kırmızı havuç dilimleri

Çerez tabağı

Kabak pasta

Çocuklar için:

Milföy böreği

Çikolatalı, fındıklı kek

Ve evet bu sefer Ada en azından kek yedi.

Ve benim favorim meyve tabağı ile patates pastasıydı.

Ve kırmızı havuçlar 15. dakikada eciş bücüş oldular. Turuncusu varken kırmızıya gerek yok.

Balık yedirme taktikleri;))

Burada

26 Kasım 2008 Çarşamba

Peynir yemeyen çocuklar için peynirli krep:))


Ada peynir yemez. Tatmayı bırak tabağında görmeye bile tahammülü yoktur. Yıllardır kaşarlı tost yer ama haberi yoktur, o ayrı. Kaşar dışındaki diğer peynirleri mutlaka anlar ve yemeyi reddeder. Bir ara beslenmeyle ilgili izlediğim bir belgeselden yola çıkarak, her gün zorla bir parça tattırıyordum ama sonuç benim pes etmem oldu. Tabi sadece tattırma konusunda. Bu konuda onu zorlamıyorum(erkek kardeşim de 20 yaşında peynir yemeye başladı) ama ara ara birşeylerin içine gizleyip yedirmeye çalışıyorum.
Peynirli krep için bir yumurta, bir kibrit kutusu kadar peynir(bu ölçüye çok gülerim) bir miktar süt ve mısır unundan oluşan malzemelerimizi peyniri iyice ezerek karıştırıyor ve pişiriyoruz. Üzerini istediğimiz şekilde süslüyoruz. Biraz nutellayla tatlandırırsak peynir tadı arada kaynıyor.
Bakalım bu kandırmaca nereye kadar devam edecek???

18 Kasım 2008 Salı

Kurabiye Denemeleri

Kurabiye sevmem. Yapmayı da yemeyi de sevmem. Belki de beceremediğim içindir bu tavrım. Ada'ya yaptığım taş gibi adım çöreklerinden sonra bunlar ilk denemelerim. Yazın eski evimizde Ada'yla birlikte yaptığımız kurabiyeler.
Birincisi sağlıklı olsun, içinde katı yağ olmasın deyip hevesle başladığım, şekli şemali bir şeye benzemediği için hikaye uydurmak zorunda kaldığım Ninja Kurabiyesi.
NİNJA KURABİYESİ

1 çay bardağı yoğurt
1 adet yumurta
1 çay bardağı zeytin yağ
1 bardak şeker
1 adet kabartma tozu
1 adet vanilya
Aldığı kadar kepekli un
Damla çikolata
Tüm malzemeleri karıştırıp elden geldiğince düzgün şekil vermeye çalışıp, fırınlıyoruz. Ya aslında esas özelliği yamuk yumuk olması demek isterdim ama değil:))
*Bunu yiyen bir ninja kadar hızlı hareket edebiliyor. Yedik, denedik:))

BEYAZ KURABİYE


3 adet yumurta
1 paket margarin (oda sıcaklığında,yumuşamış)
1,5 su bardağı şeker
1 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
Aldığı kadar buğday nişastası

Yine tüm malzemeler karışıyor , şekil vermek bu tarifte daha kolay oluyor ve istediğin şekilde süslenebiliyor. Renk beyaz olduğu için üzerine her şey çok yakışıyor.Buna bir masal uydurmaya gerek kalmıyor hatta sonuncuyu kim yiyecek kavgası bile oluyor.

Ve sonunda "Galiba ben kurabiyeyi seviyorum." dedirtiyor:))

13 Kasım 2008 Perşembe

Sadece Kapama


Yemek kavgalarımızın yoğun yaşandığı şu günlerde yine Ada'nın severek yediği nadir yemeklerden birini yazmak istedim bugün. Ne dikkat çekici ve özendirici bir isim koymam gerekiyor ne de onunla ilgili bir hikaye uydurmam. Kapama, sadece Kapama.Benzerini okulda da yapıyorlar ama ya sırf şehriye kullanmaları ya da yağın miktarı ve cinsi o yemeği oldukça ağır yapıyor.

Kapama babadan hatıra kalan bir bayram geleneği aynı zamanda bizim için. Bayram sofrasındaysa eğer mutlaka tavuk suyuna çorba ve şekerpare de oluyor yanında. Ve mutlaka pişti mi pişmedi mi tartışması:)) (Babasız geçen bayramlarda şekerpare geleneğini sürdüremedik malesef. Geçtiğimiz bayram ilk deneme yapıldı:)) Sanırım önümüzdeki bayram daha iyi olacak:))




Bu da evde sadece benim sevdiğim ve yediğim tatlı.

5 Kasım 2008 Çarşamba

Şefin tiramisu tarifi


Şimdi böyle şekerleri döküyosun döküyosuuun(3 kahve fincanı toz şeker), soona unları döküyosun döküyosuuun(3 kahve fincanı un). Bi de sütleri döküyosun böööleeee, köpürtüyosuuun ama tencerenin dışına dökmüyosun di mi anne?.(4 su bardağı süt) Karıştırıyosun karıştırıyosuuuun. Öf anne ben yoruldum artık sen yap.

Efendim, sonrasında bu karışımı pişiriyorsun, soğuyunca 1 paket labne peynirini ilave edip mikserle çırpıyorsun. Hazır kakaolu keki tepsiye yerleştirip neskafe ve şeker kattığın suyla ıslatıyorsun. Sonra hazırlanan kremadan döküyor, vişneleri yerleştiriyorsun. Aynı işlemi ikinci kata da uyguluyorsun. Kekin içinden çıktığı kalıbı istediğin şekilde kesiyorsun. (Biz bu sefer kalp yaptık.) Pastanın üzerine yerleştirip kakao ve kahve karışımını serpiyorsun. Kalp kalıpları kaldırıyorsun. Afiyetle yiyorsun.
Bizim küçük şefin pişirmeye de yemeye de hayır demediği nadir tariflerden:))

3 Kasım 2008 Pazartesi

Çıtır , Dev Havuç Diş ve Hala Makarnası

Halk arasında bilinen adıyla çıtır tavuk ve bulgur pilavı:)) Bulgur pilavının adı iki yaş civarında ilk kez halasının elinden yiyip adını hala makarnası koyduğu için bizim evde böyledir. Hatta Ada'nın gittiği her yerde böyledir. (Aman yesin de ne derse desin. ) Çıtır tavuğun da bu akşamki adı Çıtır kalmış, içeriğinin ne olduğu ruh haline göre değişir diye korkularak söylenmemiştir.
-Bu ne anne?
-Çıtır...
-Ne çıtırı?
-Çıtır işte , ısır bak nasıl çıtır çıtır edicek.
-Neyin çıtırı ama? İçi ne yani?
-İçi süper bir şey işte, boşver.
İlk tadımdan sonra içeriği sorma gereği duymamış ve gayet yormadan yemeğini bitirmiştir. Şükür...
(Aslında devin havuçtan dişini kıran çıtırcıklar masalını da anlattım ama onu buraya yazmak niyetinde değilim. Oldukça gerçek üstü:))

Gelelim nasıl yaptığımıza.
Tavuk göğsünü iri iri doğruyor önce una, sonra yumurtaya, sonra da mısır ununa bulayıp kızartıyoruz. Anne baba sofrası için yumurtanın içine sarmısak ve baharatlar ekliyoruz.(Yine sarmısak:))
PS:Yanında acılı turşu süper gidiyor.